25 Mayıs 2017 Perşembe

Hala Gözü Kör Olmamış Şarkılar

Hava kararmış.
Yine 31'e dalmışım. Saat 23:15.
Ağır ağır yürüyüp odama girdim.
Kara kutumdan bir bardak Amerikan viskisi alıp, arkamı döndüm:

Ucuz nevresimlerle bezeli yatağımın üzerinde, Sanat Güneşi.
Bir an göz göze geldik.
''Hürmetlerini sunarım yavrucuğum'' deyip, gülümsedi.

Elimdeki bardağa baktım. Hala doluydu.
Hemen gün içinde vücuduma tavuk dönerden başka herhangi bir uyuşturucu madde alıp almadığımı kontrol ettim, yoktu. Toparlandım.

''Estağfirullah efendim'' dedim.
''Ben hürmetlerimi sunarım, öldünüz sanıyordum''

Yeniden gülümsedi.

Pis dudaklarımın henüz elimdeki viski bardağına temas etmediğini farkedip, payımı kendisine uzattım: ''Buyrun lütfen. Bahtiyar olurum.''

Armağan ettiğim içkiyi kabul edip bir yudum aldı.
''Ben de viski seviyorum'' dedi.
''Biliyorum'' dedim. ''Siz öldükten sonra Neşet Ertaşın 'arahı', sizin viski siparişi verdiğiniz gece kulübü oturması çok anlatıldı dilden dile.''

''Hadi ya...'' dedi. ''Vay aq''

Kaşlarımı çatıp hayretle yüzüne baktım, şaşırdım.

''Öhö, şey yani. Hah hah. Hayret bir olay efendim :') '' diye düzeltti.

Rahatladım. Evet, insan olmak bizatihi sansasyoneldir ama Zeki Müren'in 'q' ile küfretmesini göğüsleyemezdim. Çünkü Zeki Müren terbiyeli bir insan. Çünkü terbiyeli insanlar küfür etmezler.

''Siktir lan.'' dedi. ''Bunu kim uydurdu?
-Efendim?..
+Heh heh, yok bişey yavrucuğum. Sohbet edelim, kafi.


''Kedi nah çıkardı efendim, les go'' dedim.
''Kendimi sizden esirgeyecek değilim.''

Ağır bir hareketle elini kaldırdı, tüm viskiyi tek yudumda içip bitirdi...
Bardağı usulca yanındaki masaya bıraktı ve ipek sesi, kahverengi duvarlarımda yankılandı:

''Bir güneşe, bir de sana bakamam.
Bir ateşi, bir elini tutamam.
Bir nefessiz, bir de sensiz kalamam.
Çöllerde su gibi özledim seni'' dedi.

Anladım. Kanımı içmeye gelmişti.

''Ben özlemedim efendim'' dedim.
''Özlemek, 'kavuşmak istemek' demek. Ben kavuşmak istemedim.
Kavuşmak, çilemi boşa çıkarır.
Kavuşmak ateşimi zayıflatır.
Kavuşmak yarama basıp ağladığım tuzu temizler.
Kavuşmak onca zaman kendi ellerimle soyduğum derilerimin, kendi ellerimle kırdığım kemiklerimin, kendi ellerimle yolduğum saçlarımın, kendi ellerimle parçaladığım tenimin anlamını çalar.
Kavuşmak sahip olduğum büyüyü bozar. Farkettiniz mi efendim? İnsan kaybetmekten korkmadıklarını, unutmaktan çekinmediklerini özler. Ben özlemedim.''

Yüzüme baktı. Beni haksız bulması olanaksızdı.
Başarının onuruyla mağrur, bekledim...

''Teşekkür ederim'' dedi. ''Yeniden ölsem iyi olacak''

Yavaş hareketlerle doğruldu, ayağa kalktı.
Vedalaşmadan, yavaş yavaş, kapıya doğru yürümeye başladı ve mırıldandı:

''Böyle bir kara sevda, kara toprakta biter...''

https://www.youtube.com/watch?v=4IXvAKE80ho
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Muhsin Ünlü; eğer beni görüyorsan, teşekkür ederim.

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Çok Güzel Karısınız Hanımefendi

Yatakta doğrulup, yanımda yatan hanım arkadaşımın üzerinden uzanarak Amerikan yapımı siyah çakmağımı elime aldım. Kapitalizmin neferi olmamak adına reklamını yapmayacağım. Şu açınca ''Klik!'' sesi çıkaran, benzinli çakmaklar. Şu rüzgarda sönmeyenler. Ağzımdaki Amerikan menşeili sigaramı ağır bir hareketle yakıp, boynumda asılı duran buram buram sosyalizm kokulu kolyemi düzelttim. Devrimci ruhumla gururlanarak sigaradan bir nefes aldım. Huzurlu bir edayla arkama yaslandım.

Bu anda ne düşmek dalgalara,
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım,
Kiralık bir ev, sarışın arkadaşım ve ben
Bahtiya...

''Lanet olsun sana!''
Bir dakika... Noldu ki?

Kaşlarımı çatıp bir an duraksadım.
Erken mi boşaldım?..

Tekrar: 'Lanet olsun!

Cinsiyetçi davranmış olmamak için, ''Ceylan'' demeyeceğim ona. Şimdilik yalnızca ''Cıvır'' sıfatıyla bahsetmek istiyorum. Bazen maruz kaldığıımz ani çıkışlar, kamışlılar olarak hepimizin malumu.

-Canım. Neyin var?
+Siktir git! Ukala herif.

Cinsiyetçi davranmış olmamak için şu anki şaşkınlığımı açıklarken ''Karı milleti işte...'' gibi bir cümle kullanmayacağım. Bu olsa olsa ''Heheh, bayanlar böyledir :') '' denilerek tanımlanabilir.

+Benim ilkimsin. Ben senin en çok kibarlığını beğenmiştim. Ben heyecandan hala titriyorum, sen oturmuş keyifli keyifli sigara içiyorsun. Bu kadar basit her şey senin için, değil mi? Lanet olsun...

(Hayatım... Tamam ama... O titreme heyecandan değil ki?..)

-Ehm... Şey, evet. Pardon....

(Hasiktir) dedim kendi kendime. (Hasiktir, İki nefes aldığım sigarayı küllüğe basıp öldüreceğim. Tarih bu ana tanıklık etsin...)

-Gel canım. Sarıl bana.
+Senden merhamet dilenmiyorum. İçinde bulunduğun hakir durumu kavra diye konuşuyorum. Uzak dur.

Cinsiyetçi davranmış olmamak için ''Kadın aklında anlamazsın sen'' demeyeceğim. Bu olsa olsa '' 'Sarıl' diyorsam sarıl. Elinin hamuruyla erkek işine karışma'' gibi bir şeydir.

+Sen benim en özelimsin. Oysa ben senin için onlarcanın içinden biriyim, değil mi? Bunu hemen şu an yüzüme söyle.
-Özür dilerim. Sadece sigara içmek istedim.
+Köprücük kemiklerin çok güzel, biliyor musun? Ve bu iğrenç umursamazlığını seviyorum.

-sarılır-

(Haydaaa)

Cinsiyetçi davranmış olmamak için ''Adam gibi davransana yahu, ona göre gard alayım'' demeyeceğim. Bu olsa olsa ''Kadınlar çiçektir, yerim ya...'' gibi bir şeydir.

+Çok güzeldi... Dedim ya hala titriyorum heyecandan. Bunu sık sık yapalım olur mu?

Terleyip ıslanmış, dağılmış sarı saçlarını başının arkasında usulca birleştirdim. Topladığım saçlarını sağ elimle kuvvetlice tutup, yavaşça kendime çektim: ''Ruhun, acıdan bedenini terketmek isteyene kadar deneyebiliriz...'' dedim ve memleket ortalamasının üstündeki skorumun gururuyla gülümsedim.
Durdu, uzun uzun yüzüme baktı: ''En çok bu halini seviyorum...'' dedi.
''Hadi bu kez de ultra ince olanı kullan...''

Cinsiyetçi davranmış olmamak için, ''Kadın kısmının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin ağbi'' demeyeceğim. Zerafet her zaman av çantamızın olmazsa olmazıydı. Ta ki bu ana dek... Beni ben yapan şeyler yüzünden kollarıma gelip, beni ben yapan şeyi elimden almaya kalktın.

Oysa ben seni ''Çok güzel karısınız hanımefendi'' diyerek, beyefendiliğin zirvesinde bir kibarlıkla tavlamıştım.
Naptın ki bana?..