vajina etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
vajina etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Eylül 2017 Pazartesi

Küfürsüz Yazı

Aylar önce bir istimna sonrası odamın orta yerine sırtüstü uzanmış, yerçekiminden mütevellit alnımdan şakaklarıma süzülen ter damlalarını hissederken Ahbar'ın ''Blogda yazma'' fikrini değerlendiriyordum.

Düşündüm, gözlerimi tavana dikip kendime seslendim:
-Blogda yazmak mı? Ay ben gülerim...

İstişaremi yaptım.
''Yazsam okunur mu ki?'' dedim.
''Sahi, blog neydi? Blog emekti...'' dedim.
Hayatımın her anında -özellikle hanım arkadaşlarımla cima ederken- üstümde olan o meşhur bodoslama dalma halimi üzerime aldım;
''Ulan yazayım be!'' dedim.

''Çirkin bir ağbi vardı. 'Hayat kadını olacaksa, okumuş hayat kadını olsun.' diyordu; ben de yazayım, bir baltaya sap olamasam da blogda yazan baltasız bir sap olurum!'' dedim ve kollarımı sıvadım.
Gülümsedim. ''Se a anneannesine çığlık attırdığımın bloğu, ben Raviyan!'' dedim. Sabah yaşadığım ereksiyonu kendime ilham kaynağı edip ''Ton Balığı Dürümü'nü 'klavyeye' aldım. Yazdıklarım sevildikçe seviniyor, sevindikçe yazıp seviliyordum. Ertesi gün Beni Hor Gör Kardeşim, Halt Nedir Nasıl Yenir, Çok Güzel Karısınız Hanımefendi ve diğerleri...

Yazıyordum...
Cuma günü tüm rehberime ''Hayırlı cimalar'' yazmış, sonra ''Ay pardon'' demiş gibi keyifli yazıyordum.

Sanki kendimden 9 yaş küçük liseli bir sevgilim var ve ben annesine yakın olmak için onun hayatına girmişim gibi...
Sanki ufaklıkla meşk ederken annesiyle zina ettiğimi hayal ediyormuşum gibi yazıyordum.
Sanki zirve olarak 45 yaşındaki hanımı ve 15 yaşındaki küçük kızını aynı anda kendime zevce etmeyi tasarlıyormuşum gibi zaptolmaz bir iştah ve cesaretle yazıyordum.

Kimseye bir şey ispat etmek zorunda olmadığım için ''Bunu kötü yazmışsın, bunu yanlış yazmışsın, bunu beğenmedim...'' benzeri tüm eleştirileri belirli bir ücret karşılığında tanımadığı adamlarla cinsel ilişkiye giren bir kadının sakız çiğnemesi gibi umursamaz bir tavırla seyrediyordum. Zira o anlarda kendimi, ''80 kiloysam, 75'im testis'' diye tanımlıyordum.

''Böyle ahlaksız yazılır mı yahu, sen çıldırmışsın'' diye burun kıvıranlara bilindik bir Yeşilçam esprisi yapıp:
''Evet. Çıldırdım. Mastürbasyon yapmaktan çıldırdım!'' diyordum.

Annesine sesini yükselten adamlardan ''Biraz ahlaklı yazabilirsin bence...'' benzeri tavsiyeleri duydukça, ''Dübürüne kerkinir yerle yeksan ederim, tarumar olursun; veled-i zina...'' deyip bildiğimi okumaya devam ediyordum.

Dün gece tüm bunları düşünürken, umursamazlığıma yenik düştüğümü -geç de olsa- farkettim.
Nitekim terbiyeden yoksun jargonumu abarttığımı düşünüp, benden edep isteyenlere hediye etmek üzere iffetli bir karalama hazırlamak istedim. Ve ağzıma 4 tane kahveli Missbon alıp, okuduğun bu satırları yarattım.

Anlık bir armağan arzusuydu.
Bundan sonrası için hala söz vermiyorum.
Zira içimde küfre karşı, hayat kadınlarını pazarlayarak maddi kazanç sağlayan bir adamın paraya duyduğu kadar derin bir istek, hala hakim.
Öperler.

3 Eylül 2017 Pazar

Yav Ato, Kafa Atıyor!

- Oğlumuz da maşallah, pek büyümüş. Evlilik ne zaman evladım? :)
+ Belli değil teyzeciğim, bakınıyoruz :) 
(Cern'deki büyük hadron çarpıştırıcısı deneyinin sonuçları kesin olarak yayınladığı zaman. Sanane?)

- Oooo... Maşallah. Var mı oğlumuzun kız arkadaşı? :)
+ Ehe ehe :')
(Yok teyze. Ama çok istersen senle bişeyler düşünürüm.)

- Düğün var mı ufukta yavrucuğum, malum yaşın gelmiş artık :)
+ Estağfirullah, teveccühünüz :')
(Evet. Kamışıma su yürüdü benim. Yardımcı olmak ister misin?)

Kan kokusu, Kent şeker ve teyzelerin merakla beklediği penisimin akibeti meselesi.
Bayram bu benim için.

Ulus olarak en büyük sorunumuz, bana kalırsa bu.
''Herhangi bir şeyi elde etme aşamasında, onu hakedip etmediğimizi umursamamamız.''

Devlet dairelerindeki koltuk sevdasının da, maliye veznesindeki sırada bile işlerin torpille yürümesinin de, zengin olmak uğruna insanlığımızdan ödün verir hale gelmemizin de ve daha sayamadığım on yüz bin milyon tane sorunun da başlıca sebebi bu.
''Hakediyor muyum?'' diye düşünmemek.
Bayram ziyaretlerinde teyzelerin ufacık erkek çocuklara cinsiyetçi şakalar yapabilmesinin, ''Aah ah. Kime girecek senin bu pipin, aşırı merak içindeyim'' konulu konuşmalar yapabilmesinin, ''Düğün ne zaman düğün'' deyip sol ayağıyla, parizyen çoraplı sağ baldırını kaşıyıp sırıtabilmesinin bile sebebi bu. Bir insanın, kendisinin 3'te 1'i kadar yaşı olmayan bir 'ufaklığa' karşı bu laubaliliği takınabilmesinin sebebi, kim ne derse desin; bu. 
Ben ve bikaç hayali arkadaşım olarak; nükseden bu tarz suallere, ''Sevgilim yok teyze, kızını sikiyorum, haberin yok mu?!'' cevabını verebileceğimiz özgür bir bayram ortamı talep ediyoruz! Bahsi geçen teyzenin, bu cevabımızı duyan kocası ''Ne diyorsun lan sen?!'' diye üstümüze yürüdüğünde tırsak bir yüz ifadesiyle karısını gösterip, ''Kendi kaşındı'' anlamında ''Yav ne yapayım! Yav Ato, kafa atıyor?!'' diyebilmeyi talep ediyoruz. Ve sonrasında Usain Bolt bacakları istiyoruz. Biraz da insanların talep ettikleri şeyi haketmek için uğraşacakları engin bir dünya...

Torun-evlat-yeğen sevmek istiyorsun. 
Günde 10 saat, kucağına alacağın bebeğin hayalini kuruyorsun.
Peki; 'Bebek sevmeyi hakediyor muyum?' deyip, kaç dakika düşündün?
24 saatin kaçında, aklına ''Acaba onu güzel yetiştirebilir miyim?'' sorusu takıldı?
Kaç kez durup ''Ben iyi bir insan mıyım ki, ona iyi insan olmayı öğreteyim?'' dedin?
İçine düştüğümüz bencilliği bile fark bile edemeyecek kadar yosun tuttuk. 
Hepimiz.

Merak etme. Sen yol göstermesen de çüküm kendisine bir kader çizecek. Sen yardım etmesen bile o kendisine tüneyecek bir yuva keşfedecek. Sen akıl hocalığı yapmasan bile o kendine bir eş bulacak. İkimizin de bu maratonda sana ihtiyacı yok. Hanım teyze; vajina monoloju yazmaktan vazgeç. Penis kaderi çizmeye çalışmaktan vazgeç. İnan ki kendimiz yapabiliriz. Vazgeç. Vazgeç, yoksa ''Umarım oğlunun aldığı pompa uyuşturucu bağımlısı çıkar'' diyeceğim. Bilen bilir, kalbim temizdir.