3 Eylül 2017 Pazar

Yav Ato, Kafa Atıyor!

- Oğlumuz da maşallah, pek büyümüş. Evlilik ne zaman evladım? :)
+ Belli değil teyzeciğim, bakınıyoruz :) 
(Cern'deki büyük hadron çarpıştırıcısı deneyinin sonuçları kesin olarak yayınladığı zaman. Sanane?)

- Oooo... Maşallah. Var mı oğlumuzun kız arkadaşı? :)
+ Ehe ehe :')
(Yok teyze. Ama çok istersen senle bişeyler düşünürüm.)

- Düğün var mı ufukta yavrucuğum, malum yaşın gelmiş artık :)
+ Estağfirullah, teveccühünüz :')
(Evet. Kamışıma su yürüdü benim. Yardımcı olmak ister misin?)

Kan kokusu, Kent şeker ve teyzelerin merakla beklediği penisimin akibeti meselesi.
Bayram bu benim için.

Ulus olarak en büyük sorunumuz, bana kalırsa bu.
''Herhangi bir şeyi elde etme aşamasında, onu hakedip etmediğimizi umursamamamız.''

Devlet dairelerindeki koltuk sevdasının da, maliye veznesindeki sırada bile işlerin torpille yürümesinin de, zengin olmak uğruna insanlığımızdan ödün verir hale gelmemizin de ve daha sayamadığım on yüz bin milyon tane sorunun da başlıca sebebi bu.
''Hakediyor muyum?'' diye düşünmemek.
Bayram ziyaretlerinde teyzelerin ufacık erkek çocuklara cinsiyetçi şakalar yapabilmesinin, ''Aah ah. Kime girecek senin bu pipin, aşırı merak içindeyim'' konulu konuşmalar yapabilmesinin, ''Düğün ne zaman düğün'' deyip sol ayağıyla, parizyen çoraplı sağ baldırını kaşıyıp sırıtabilmesinin bile sebebi bu. Bir insanın, kendisinin 3'te 1'i kadar yaşı olmayan bir 'ufaklığa' karşı bu laubaliliği takınabilmesinin sebebi, kim ne derse desin; bu. 
Ben ve bikaç hayali arkadaşım olarak; nükseden bu tarz suallere, ''Sevgilim yok teyze, kızını sikiyorum, haberin yok mu?!'' cevabını verebileceğimiz özgür bir bayram ortamı talep ediyoruz! Bahsi geçen teyzenin, bu cevabımızı duyan kocası ''Ne diyorsun lan sen?!'' diye üstümüze yürüdüğünde tırsak bir yüz ifadesiyle karısını gösterip, ''Kendi kaşındı'' anlamında ''Yav ne yapayım! Yav Ato, kafa atıyor?!'' diyebilmeyi talep ediyoruz. Ve sonrasında Usain Bolt bacakları istiyoruz. Biraz da insanların talep ettikleri şeyi haketmek için uğraşacakları engin bir dünya...

Torun-evlat-yeğen sevmek istiyorsun. 
Günde 10 saat, kucağına alacağın bebeğin hayalini kuruyorsun.
Peki; 'Bebek sevmeyi hakediyor muyum?' deyip, kaç dakika düşündün?
24 saatin kaçında, aklına ''Acaba onu güzel yetiştirebilir miyim?'' sorusu takıldı?
Kaç kez durup ''Ben iyi bir insan mıyım ki, ona iyi insan olmayı öğreteyim?'' dedin?
İçine düştüğümüz bencilliği bile fark bile edemeyecek kadar yosun tuttuk. 
Hepimiz.

Merak etme. Sen yol göstermesen de çüküm kendisine bir kader çizecek. Sen yardım etmesen bile o kendisine tüneyecek bir yuva keşfedecek. Sen akıl hocalığı yapmasan bile o kendine bir eş bulacak. İkimizin de bu maratonda sana ihtiyacı yok. Hanım teyze; vajina monoloju yazmaktan vazgeç. Penis kaderi çizmeye çalışmaktan vazgeç. İnan ki kendimiz yapabiliriz. Vazgeç. Vazgeç, yoksa ''Umarım oğlunun aldığı pompa uyuşturucu bağımlısı çıkar'' diyeceğim. Bilen bilir, kalbim temizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder